Hakkımda

Balıkesir’de doğdum. Yüksekokul da olmak üzere bütün tahsilimi Balıkesir’de tamamladım. Giyim, otomotiv, akaryakıt sektörlerinde uzun zaman işveren olarak çalıştım. Çocukluğumdan bu yana hobiden, tutkudan ve dahi saplantıdan da öte avcılık zamanla yaşam felsefem ve hayat tarzım haline geldi. Böylece bu hobiyi yüzeysel değil, tam olarak içine girerek icra etmeye başladım. Bu amaçta hiçbir fedakarlıkdan kaçınmadım. 

 

Kurzhaar ırkını tanıdıktan ve bu ırkın üstün özellikleriyle tanıştıktan sonra en iyisini aramaya başladım. Ne gariptir ki, soy kütüğü belli, üretim kriterlerini layıkıyla üzerinde taşıyan bir köpek bulmak ülkemizde mümkün değildi. Zira ülkemizde ne bir kinoloji federasyonu, ne de bir ırk derneği mevcut değildi. İyi ve tescilli bir kurzhaar sahibi olabilmek için yurtdışından almak gerekiyordu. Bu eksiklik gerçekten çok can sıkıcıydı. Sadece arı ırk sahibi olabilmek için ben gibi fanatik meraklılar tarafından yurtdışına her yıl verilen döviz… insan ülkesi için bir şeyler yapmak istiyorsa mutlaka siyasetçi veya asker veya ihracatçı olması gerekmiyor. Ülkesi için herkesin her zaman her yerde yapabileceği bir şeyler vardır. Bu istikamette bizim gibi düşünen özverili arkadaşlarla Deutsch-Kurzhaar Derneğini kurduk. Akabinde günümüzün Kinoloji Federasyonunun kurucu üyeliğini yaptık ve nihayetinde FCI üyesi olduk. Şimdi üretilen tüm köpeklerimiz Dünya standartlarında ve dahi standartların üzerinde. Yurtdışından köpek ithal etmemiz gerekmiyor bilakis, yurt dışından köpek talep edilir hale geldik. Derneğimiz resmen 2005 yılında kuruldu ve o tarihte yönetim kurulu başkanlığına layık görüldük halen bu görevin hakkını vermeye gayret ediyoruz. Fermalı av köpeği eğitimi konusunda Yaban TV’de “canım köpeğim” adı aldında birçok program yaptık. Daha sonra “Burak ile yaban hayatı” adlı avcılık programı yapmaya devam ettik. 7. Grup FCI ırk ve performans hakemliğine layık görüldük ve özellikle eğitim konusunda yurtiçi ve yurtdışında birçok teorik ve pratik seminer verdik.  “Av Tutkusu” dergisinde gerek köpek eğitimi gerekse avcılık üzerine yazarlık yapmaktayım. Fermalı av köpekleri ve izci köpeklerin eğitimi ile çalışıyorum. Türkiye ve Almanya yapımı filmlerde (Mutlu aile Defteri, Pinokyo) köpeklerim başrol oynadılar. Ayrıca özellikle Mutlu Aile Defteri adlı filmin prodüksiyonunda da görev aldım. 

Evlenme teklifini av esnasında yaptığım ve evliliğimizin ikinci gününde ava gitmeme zerrece alınganlık göstermemiş Allah’ın bana lütfu olan Dünya’nın en fedakar eşine ve aslan parçası bir evlada sahibim. 

Tüm avcı dostlara ve köpek severlere saygılarımla…

 

Deutsch-Kurzhaar hakkında

Modern şehirciliğe geçiş ve yeni hayatın gerektirdiği yenilikler avlanmak için birden fazla köpeğin beslenemeyeceği kısıtlamalar getirmişti. Avı kovmak, noktalamak, yakalamak, suda çalışmak ve getirmek için farklı ırklardan köpek beslemek kelimenin tam anlamıyla lüks haline ve hatta imkansız hale gelmişti. Tüm bu özelliklerin yanında sert iklim şartlarına dirayetli bir ırk geliştirmek gerekiyordu. Tüm bu özellikleri üzerinde barındıran bir köpeğin, üzerine düşen tüm görevleri kusursuz bir şekilde yerine getirebilmesi için kusursuz bir itaat kriterine sahip bir kişiliği olmalıydı.

Uygun çiftleştirmelerle ve çaprazlamalar neticesinde Deutsch-Kurzhaar ırkı adından da anlaşılacağı üzere Almanlar tarafından geliştirilmiştir. Sözlerime ırkın tarihçesi, Almanya’daki önemi veya gen haritasını size anlatarak devam etmeyeceğim. Zira önemli olan bu ırkın ülkemiz avcılığı için neden önemli olduğu ve neden bu kadar fazla kullanıldığıdır. Eğitilebilirliği en yüksek fermalı ırk olduğu tüm otoriteler tarafından tescillenen kurzhaar,  özellikle anavatanı olan Almanya’da çok sert imtihanlara tabi tutularak seleksiyona tabi tutulmakta ve ırkın kalitesi, yetenekleri ve elegant özellikleri her geçen yıl daha da arttırılmaktadır.

Neden kurzhaar?

Dünya nüfusunun artışı yer sıkıntısını beraberinde getirmektedir ve çok köpek besleme lüksü artık giderek azalmaktadır. Bu yüzden av için ev hayatına uyumlu, evde beslenebilecek kadar eğitilebilir ve gerektiğinde evde bir bekçi köpeğinin yapması gereken işi de yapabilecek tek köpek beslemek en ideal çözüm olarak karşımıza çıkmaktadır. Kurzhaar tüm bu özellikleri üzerinde barındıran komplike bir ırktır. Apartman ve ev içinde beslemek zorunda olanlar için tüy problemi yoktur. Tüy problemi olmadığı için özellikle bıldırcın sezonunda av bitiminde kuaförlük hizmeti vermek zorunda kalmazsınız. Bu avantajını zezonun çamurlu dönemlerinde de açıkça yaşayabilirsiniz. Eğer dışarıda besliyorsanız onun için özel izolasyonlu çok korunaklı bir kulübe inşa etmeniz gerekmez. Zira soğuğa ve sıcağa dirayetlidir. iklim şartlarını boşverir. zor zamanlarda bir domuzun bile yiyemediği şeyleri yiyebilir. küsmez.. kayıtsız şartsız sizin parton olduğunuzu sonsuz bir sadakatle kabullenir. savaşçıdır; pes etmez, bıkmaz, bırakmaz.

Ben şahsen Türkiye’de yaşadığım için kurzhaar besliyorum. Coğrafyasının %90 ında keklik ve tavşan avı yapılan ve yaralı kekliğin arkasından yüzlerce metre iz takibi yapılması gereken bir coğrafyada da kurzhaar beslemek, ördek avında suya ve su avlarına olan iştahını ve isteğini düşünürsek kurzhaar tam olarak Türkiye’nin köpeğidir. Bunun yanında kurzhaar asla asimilasyona uğratılıp yarışma köpeği haline getirilmemiştir. Almanya’da ve dahi ülkemizde su yeteneklerini, fermasını, burun duyarlılığını, süratini, iz takibi kabiliyetini ispatlamamış bir kurzhaar (SÜS imtihanı)Anne-babası Dünya şampiyonu bile olmuş olsa üretilmesine müsaade edilmez yani yavrularına belge alamaz. Böylece nesil her zaman yatanekli ve güçlü bireylerle devam eder. Bu seleksiyon tabiattaki doğal arılaşmanın bir benzeridir. Kurt sürülerinde dişleri, çenesi bozuk olan bir birey et koparamaz ve ölür. Burnu iyi olmayan bir birey karda zor şartlarda küçük avların izini süremez, güçsüz düşer ve ölür. Ayak basışları güçlü olmayan bir birey iyi koşamaz; ya avlanamaz yada av olur… ölür. İşte kurzhaar ırkının üretimi de tıpkı böyledir. Elbette üretime uygun olmayan köpeklerin yaşamlarına son verilmez fakat genlerini bir sonraki nesile taşımaması için üretilmez. Bu seleksiyonu sağlayan birkaç ülkeden bir tanesiyiz. Maalesef birçok ülkenin dernekleri bu şartları kanun haline getirmiyor. Sadece ırk standartı iyi olan köpeklerin üretilmesine müsaade ediliyor ve gerçekten neticelerini görüyoruz.

Türkiye’de kurzhaar:

Dünya kurzhaar yönetiminde aktif görevi olan kinoloji ve performans hakemi Wolfgang Casper, Türkiye’de hakemliğini yaptığı bir yarışma sonrasında “ben Almanya’da bir çok yarışma yönettim fakat orada şimdiye kadar çene yapısı ve dişleri kusursuz bir grup görmedim. Bunu ilk kez Türkiye’de yaşıyorum.” dedi. Dernek olarak ilk imtihanımızı 2006’da yapmıştık. 2013 yılında yapılan imtihana 2006’da yaptığımız imtihanda hakemlik yapan bir hakem iştirak etti. Şaşkınlığını gizleyemedi ve “böyle bir grubu Almanya’da bile görmek zor, bu kadar kıza bir zamanda aldığınız yola inanamıyorum.” dedi. Bunun gerçekten ülke adına büyük bir onur olduğunu söyleyebiliriz.